Her izlediğim haberden sonra 'bize ne oldu, nerede insanlığımız, nerede vicdanlarımız' diyorum. Öyle haberler okuyoruz ki insanın kanı çekiliyor...
Her gün yeni bir vahşet, yeni bir tecavüz, yeni bir katliam, yeni bir şiddet...
Peki gerçekten bize ne oldu? Nasıl bu hale geldik? Eksiklik nerede veya kimde?
Sorsak herkes iyi insan, herkes kanatsız melek, herkes bir karıncayı bile incitemez cinsten... O zaman bu sapıklar ve katiller kim?
Annem her zaman 'Allah iyi insanlarla karşılaştırsın' der... Büyüdükçe bu sözün ne kadar doğru olduğunu anladım... Pamuk ipliğine bağlı yaşamlarımız...
Bir sapığın nefsinin kurbanı olmamak belki de şans!!!
Biz bugün şanslıyız ama ya yarınlarımız...
Eğitim önce evde başlar ardından okulda devam eder...
Ebeveynlerimiz bizim için iyi birer örnek olsa bile okul hayatındaki çevremiz sebebiyle kötü yollara sapabiliyoruz. Hırçınlık, zorbalık, sigara ve madde kullanımı derken bizim evde el üstünde tuttuğumuz, geleceğine dair hayaller kurduğumuz evlatlarımız toplum için birer suçlu adayı olarak hayata karışıp gidiyor.
Halbuki onları da bir anne-baba yetiştirdi... Doğruları öğretmeye çalıştı... Ya da öğretmedi mi?... Belki de öğrettikleri şey kötülüktü ve asıl suçlu onlar!
Psikologlara göre; çocuklukta şiddet ve tacize maruz kalmış bireylerin büyüdüklerinde bunu başkalarına yapma potansiyeli oldukça yüksek. Ne görüyorsa onu uyguluyor. Çünkü beyinleri bu durumu normalleştirmiş.
Yine de Allah her insana akıl ve idrak edebilme yeteneği vermiş...
Örneğin, ortaokul yıllarında yakın arkadaşlarım sigara içerken sırf onların gözünde küçük düşeceğim kaygısı güdüp bende içseydim tiryaki olup çıkmıştım. Ben o yaşta toplumdaki statümün sigara ile belirlenmesine izin vermeyerek 'benimle arkadaş olacaksınız bu şekilde' arkadaş olun mesajı verdim.
Şimdi düşünüyorumda aslında zor olan birşeyi başarmışım. Çünkü çocukken her gördüğümüz şey sonunu düşünmeden özentimiz oluyor. Özenen kimse olmak yerine özenilen biri olmayı istedim hep.
Oldum mu olmadım mı bilemiyorum ama bildiğim şey vicdanlı ve empati yetenegine sahip olduğum...
Vicdanı olmayan insan için kötülük yapmak kolay. Çünkü içini acıtan bir iman duygusu yok. O kadar kör ve sağır ki karşısındakinin vücuduna dokunmayı kendine hak görüyor.
Öylesine bir gözü dönmüşlük varki; kadın, erkek, hayvan farketmeksizin tecavüz edip, şiddet uygulayıp bunu normal gibi düşünüyor. Ve daha kötüsü bu sapıklar çoğu zaman aramızda yaşamaya devam ediyor. Metroda, metrobüste, otobüste, bankamatik kuyruğunda yanıbaşımızda! Habersizce aynı havayı soluyoruz onlarla. Belkide bir sonraki kurbanı biziz.
Söylenecek ve yazılacak çok şey var aslında... Ama çözüm noktasında ne yapmak gerekir? Nasıl iyi insanların kötü insana dönüşmesinin önüne geçeriz?
Unutmamak lazımki herkes bebek olarak dünyaya geliyor... Ve bebekken herkes masum.
Kimimiz seçimlerimiz ve ailemizden gördüğümüz öğretilerle iyi tarafta olurken; kimimiz ise kötü tarafta bazen isteyerek bazen ise istemeyerek kalıyor.
İyilik ve kötülük öğretilebilir. O zaman iyi evlatlar yetiştirelim;
Şiddetten uzak, tacizden sakınılan, iyi kalpliliği, yardımseverliği ve hayvanseverliği bilen.
Mutlu ve iyi biri olmanın kötü kalpli olmaktan daha kolay olduğunu öğrenen.
Sadece kendini değil etrafındakileri de düşünen. Ve ev önemlisi vicdanına kulak vermeyi seçen.
Sanmaki her kalıbın içindeki insandır, insanı farklı kılan merhamet ve vicdandır...
Serpil Portakal'ı sosyal medya hesaplarından da takip edebilirsiniz.
0 Yorumlar