Ülke olarak hep mazlumun, ağlayanın, hastanın yanında olmayı sevmişizdir. Bu kötü bir şey mi, tabi ki hayır...
Bizi, 'biz' yapan değer bu sonuçların neticesinde ortaya çıkıyor.
Ama istiyorum ki;
Sağduyulu olalım derken 'aptal' olmayalım...
Gözümüzü açalım, uyutulmayalım...
Bilindiği gibi Mehmet Ali Erbil 1 ay önce rahatsızlanmış ve hastanede yoğun bakımda stabil olarak tedavi altına alınmıştı.
Bu süreçte Erbil ailesi, medya aracılığı ile 'dua' çağrısında bulunmuştu.
Fakat bizlerden 'dua' istenirken aslında kapalı kapılar ardında Mehmet Ali Erbil'in sağlığının o kadar da kötü olmadığı iddiası geldi.
ElmaElma.com yazarlarından Havva Köse, bu iddiayı köşesine taşıdığı için önce reklam yapmakla suçlandı ve Erbil ailesi tarafından sosyal medya üzerinden linçe maruz bırakıldı. (YAZIYI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN)
O sürecin birebir şahidi olarak size yaşananları anlatayım.
Evet Mehmet Ali Erbil'le ilgili bir doktor tanıdığımız, Erbil'in konuşabilir vaziyette olduğunu, kızı Sezin Erbil'in çizdiği kara tablodaki kadar durumunun vahim olmadığını söyledi.
İşte bu iddiayı köşesinden yazdığı için Havva Köse linç edildi.
Hem de kimler tarafından biliyor musunuz?
'Söylemezsem Olmaz' diyerek; tuttukları kişileri göklere çıkarıp, diğer isimleri ayaklar altına sermeyi tercih eden ''taraflı'' program sunucuları tarafından.
Bir köşe yazısı üzerinden, canlı yayında yazarı hedef haline getirmek ve üstüne reklam yapmakla suçlamak tam Bircan Bali ve Ece Erken'e yakışır bir durum!
Programda bahsedilmemiş olsa, daha küçük bir kitlenin duyacağı bir yazıyı, canlı yayında taraflı bir yorumla sunmak ve üstüne reklam iddiasında bulunmak ne kadar doğru acaba?
Çok fazla araştırma yapmaya gerek yok, Google'ye 'Mehmet Ali Erbil-Ece Erken' yazmanız bile kimin, kim olduğunu gösterecektir size.
'Ahlarla dualar kapışıyor' dendi diye köpüren Ece Erken, bir zamanlar Mehmet Ali Erbil için 'sübyancı' sözünü kullanmış. Magazin dünyasında dün birbirine küfredenler bugün mutluluk pozları verebildiği için hiç şaşırmıyorum artık.
Ya Bircan Bali...
Programda; çok adaletli, doğrucu diye kendini tanıtan Bircan Bali'nin birkaç hafta önceki 'bu ne perhiz bu ne lahana turşusu' diyeceğiniz hallerine ne diyeceksiniz peki?
Hakkında aşk dedikodusu çıktığı kişiyle ilgili olarak kademe kademe dediklerini yutmak zorunda kaldı.
Önce 'bizden ekmek çıkmaz, yok öyle bir şey' dedi. Yuttu.
Ardından 'iki bekar insanız ne var bunda' dedi. Yuttu.
Şuan gelinen noktada, Bircan Bali evliyken aşka yelken açtığı iddia ediliyor.
Demem o ki, Mevlana sözünü paylaştığınızda pür-ü pak olmuyorsunuz.
Demem o ki, Mevlana sözünü paylaştığınızda pür-ü pak olmuyorsunuz.
Merak ediyorum da, kendi yaptıklarınızı başka bir ünlü yapsa o yorum yaptığınız masada kaç parçaya ayırırdınız?
0 Yorumlar